Bir mal varlığı meselesidir sürüp gidiyor Aydın’da. Meselenin tetikleyicisi AKP’li büyükşehir başı sayın Özlem Çerçioğlu oldu. Himayeyle aynı vakitlerde ilham da gelmiş olmalı ki , kendileri AKP’li olunca bir anda CHP’li başkanların maaşlarıyla nasıl geçinir olduğunu merak etmeye başladı.
Merak bulaşıcıymış. Basın mensubu demekten hoşlanmadığım için “medyada kendisini karşılıksız çok seven! can dostları” olarak betimlediğim şahıslarda ne tesadüf aynen Özlem hanım gibi , CHP’li başkanların mal varlıklarına , maaş bordrolarına merak sardılar. Tahminimce bu arkadaşlar, Aydındaki CHP’li bütün başkanların baba evinden çıktıkları gün belediye reisi olduklarını sanıyorlar , gerisi yok.
İşin ilginç yanı , Aydın için pek bir faydalı! bu meseleyi belediye meclis toplantılarında hançeresinden seslendiren sayın Çerçioğlunun kendisinin vede özellikle ulusal başına dahi düşmüş bir kaç bürokratının başlangıç ve güncel mal varlıkları 3-4 yıldır çok merak ediliyor.
Çözüm demiştik. Sorunu çözmek aslında çok basit. Ana hatlarıyla meselenin nasıl çözülmesi gerektiğini CHP grubu adına Ömer Günel net bir şekilde seslendirmişti ama bugüne kadar cevap gelmedi. Şaşırdık mı? Hayır. Bu iş de sağa sola asılan pankart algısına döner demiştim. Ama yine de sayın Günel’in genel olarak “tüm belediye başkanları ve bürokratlar mal varlıklarını açıklasınlar” seslenişini detaylandıralım.
Artık hiç bir şeye şaşırmadığımıza bile şaşırmaz olduk. Sayın Çerçioğlu madem yıllardır birlikte çalıştığı , 9-10 ay öncesine kadar öve öve bitiremediği CHP’li başkanların mal varlıklarına , maaşlarına filan kafayı taktı o zaman süreci başlatsın.
Büyükşehirin başı olarak kendisi şahsi mal varlığını açıklarken , özellikle habire artan mal varlığı iddialarıyla ünü Özlem hanımla yarışır hale gelen genel sekreteri bay Ertuğrul Yamen ve diğer bürokratların büyükşehir başlangıç ve güncel mal varlıklarını teyit de edilebilecek haliyle açıklatsın . Yüksek otoritesi malumumuz olduğundan , bürokratları başkan hanıma “Yaaa olmaz , sana ne benin malımdan mı” diyecekler.
Ve tabii Özlem hanımın bu örnek hamlesinden sonra tüm belediye başkanları ve bürokratlar da mal varlıklarını açıklasın. Ve belgeler kentin bütün sivil toplum kuruluşlarına detaylı şekilde gönderilip ulusal ve yerel medya kuruluşlarına da dosyalar halinde sunulsun . işte meselenin çözümü bu kadar basit ve anahtarı sayın Çerçioğlu’nda , büyükşehir meclisinde tirat atmaya gerek yok. Büyükşehir başkanı ve iddia sahibi olarak başlama sırası Özlem hanımın , haydi buyrun.
Şimdi diyecekki bazı aklı eveller “Aydın’ın ekonomik olarak belkide en güçlü ailesinin gelini Özlem hanıma da mı mal varlığı soruyorsun?”. Heee soruyok nolmuş.
Ömer Günel’e , Anıl Yetişkin’e , Burak Zencirci’ye ve diğerlerine soruyoruz da niye Özlem hanıma sormayalım , biz halkız. Yasalarda “zengin aileye gelin yada güvey olursanız şu işlerden , şu sorumluluklardan muafsınız veya sorgulanmanıza gerek yoktur mu ” yazıyor. Herkes Allahını kulu , bu cumhuriyetin eşit vatandaşı. Maddi zenginlik insani ve ahlaki değerlerin referans kaynağı değildir , bir tarafa yazın.
***
Yukarıdaki meseleyi çözümü ile anlattığıma göre bu mevzudan çıkıp yazıyı şahsımın kişisel gelişimi , yani 50 yılın verdiği yaşanmışlık ve bu yaşanmışlıklar sonucu aldığım derslere dair bir kaç cümleyle bitireyim .
50 yaşındaki bir adam olarak hayatın bana öğrettiği dersler var. Mesela çok konuşanın fazla yalan söyleyebileceği , önyargının bir rahatsızlık olduğu , güçlü görünmeye çalışanın aslında ürkek olduğu , şiddet düşkünlerinin aşağılık kompleksli oldukları gibi filan. Bunlar hayatın bana öğrettiği derslerden sadece bir kaçı.
Tüm bunların içinde belkide en önemlisi Friedrich Nietzsche’nin tüm insanlığı ilgilendiren ve özellikle de yaşadığımız coğrafyada sürekli şahit olmaktan kanıksadığımız müthiş saptaması.
Şöyle demiş Nietzsche , “Kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa bilin ki en namussuzu odur”.
Sağlıcakla……
GÜNDEM
31 Aralık 2025YEREL
31 Aralık 2025ASAYİŞ
31 Aralık 2025GÜNDEM
31 Aralık 2025SPOR
31 Aralık 2025GÜNDEM
31 Aralık 2025SPOR
31 Aralık 2025